Güney Kore Gezisi: Busan II


Yongdusan Park bizim hostel'e çok yakındı. Diğer gün hemen oraya geçtik. Yürüyen merdivenler tadilattaydı. Tabana kuvveett! Burası denizi gördüğü için ve ejderha başına benzediği için bu ismi almış. Busan Kulesi de burada! Ayrıca yaşlılar için bakım merkezi. Palgakjeong ( Octagonal Pavillion),  Budist Tapınağı, Çiçek Saatii Amiral Yi Sun Shin'in heykeli ve daha bir sürü yapı yer alıyor. O kadar merdiveni çıktıktan sonra tabi manzara müthiş. Busan Kulesi'ne çıkmadan önce yine kilitlerin takıldığı ve fotoğraf çekimi için yerler var. Mmm Busan Kulesi beni baya mutlu etti. Belki en çok Busan'ı sevmemin nedenleri arasında da olabilir.

Daha sonra aşağı indiğinizde sizi ilk girdiğiniz katta değil de bir üst kattaki Art Center'a bırakıyorlar. Burası fotoğrafınızı çektirebiliyorsunuz ya da tablo,hediyelik diğer eşyalardan satın alabiliyorsunuz. Çıktığınız da da karşıda Kuzey Kore'nin mektup pullarının sergilendiği bir kısım var.

Sıradaki durak Gamcheon Kültür Köyü! Kore Savaşı sırasında bazı mülteciler buraya yerleştirilmiş. Burası rengarenk gecekonduların bulunduğu bir köy. Yaşayanlar hala var. Ama boş duranlar da değerlendirilmiş ve sevimli kafelere ya da restoranlara dönüştürülmüşler. Her sokağı bambaşka bir keyif veriyor. Dolaştıkça mutlu oluyorsunuz. Manzarası zaten müthiş. Mutlaka gidilmeli!


Nampo Samgyetang Restoranından bahsetmeden edemeyeceğim. Çok yemekten bahsetmiyorum; ama yemiyorum değil tabi. 1959 yılından beri varmış. Samgyetang, ginsengli tavuk çorbası gibi bir şey. Bütün bir tavuğun içerisine(küçük boyutta tabi) ginseng ve pirinç konularak pişiriliyor. Sıcak sıcak yiyorsunuz. Biz son yere oturmuştuk. O kadar kalabalık ki sürekli gelenler sırada bekliyordu.
13.000 Won verdik ve çok güzel doyduk kkk
Daha sonra Jagalchi ve Nampo arasındaki yolda yürüdük. Burada müzik yapan gençleri de dinledik. Mağazada çalışan bir abimiz yaptığı çeşitli hareketlerle sabote etti tabi biraz. Ama burada böyle. Mağazalara dikkat çekmek için sürekli kapıda bekleyip konuşan, sizi içeriye çeken kişiler mevcut.

Buradan da Gwangalli Sahiline geçtik. Burada sahil kenarları akşamları dolu oluyor. Bir çok performans sergileniyor. Şarkılar, danslar havada uçuşuyor diyebiliriz. Haeundae Sahili'ne gittiğimizde de durum aynıydı. Tek bir fark vardı. Burası daha kalabalıktı. Cuma akşamı daha az kişi vardı ve daha çok eğlenmiştik; ama cumartesi kesinlikle gidilmemesi gerekiyor. Çünkü adım atmak bile zor.

Tabi ki Busan'a gelmişken yüzmeden olmazdı. Gwangalli kesinlikle daha iyi. Haeundae çok kalabalık olduğu için gerçekten çok pisti. Ancak Gwangalli müthişti. Kore'de güneşten yanmak istemedikleri için şapka, uzun kollu üstler, tişörtler giyiyor herkes. Aynı zamanda yüzmeyi tercih eden çok fazla kişi yok. Genelde Büyük bir simit kiralayıp ona oturuyorlar ya da denizde oyunlar oynuyorlar. Ama baya baya eğleniyorlar. Bir de benim boyum kısa olmasına rağmen su asla benim boyumu geçmedi. İleriye yüzmek de yasak. Hemen uyarı yapıyorlar.Sahillere de yemek sipariş ediyorlar. Burada tanıştığımız minnoş Saebom, anneannesi ve dedesi bize çok iyi davrandılar. Ajumma o kadar tatlıydı ki bize dondurma aldı. Hatta benimkisi çok çabuk eriyor diye hemen değiştirdi.

Hee bir de tehlikelerden bahsedelim. Şimdi siz farklı olduğunuz için denizde etrafınız sarılabiliyor. Zannetmeyin ki herkes iyi düşünceli. Akşamları dolaşırken dikkat etmeniz gerekiyor. Size içki teklifinde bulunan çok fazla kişi oluyor. Yabancılar zaten daha beterler. Dikkat etmek şart.

Şöyle bir gerçek var ki sanırım Busan'da yaşamak isterim. Gerçekten başka hissettirdi. Havası, denizi, ,insanları(daha cana yakınlar) her şeyi farklı bir his yarattı bende. Kore'de henüz gezmediğim çok fazla yer ve kaybolmam gereken çok fazla sokak var. Belki daha sonra fikrim değişecektir. Ama şu an kesinlikle orayı daha çok sevdim. Yani Busan kalp ben!

Yorumlar