İçimizden...

Herkese merhaba!

Öncelikle yeni yılınızda sağlık, mutluluk, huzur, aşk, ne isterseniz güzellikleriyle size gelsin :)
İyisiyle kötüsüyle bir seneyi daha atlattık çok şükür. Bakalım bu sene neler olacak hayatımızda :)

Gelelim konumuza. Bu sefer biraz farklı bir şey yazacağım. Aslında planımda bu yoktu. Çoğu kişinin de bildiği gibi Çin'e gidip geleli aylar oldu. Ama yazıyı hala yazmadım. Mutlaka yazacağım tabi. Sadece, bu kadar bekledi madem biraz daha bekleyiversin, bu yazıyı yazayım dedim. Biraz duygusal olacak bu yazı. Bir seneyi devirdik madem bu sefer böyle bir yazıyla başlayalım.

Hepimiz farklı konuları farklı şekillerde deneyimliyoruz. Kimimiz ailesiyle kimimiz dostu/arkadaşıyla kimimiz sevgilisiyle kimimiz hiç dile getiremediği sevgisiyle. Bu farklılıklarla farklı şekillerde başa çıkıyoruz tabi Ben de bu konuda biraz kendimden bahsedeyim dedim.
Ben gerçekleri konunun kahramanlarından duymayı tercih ediyorum.Çünkü gerçekle yüzleşmediğim sürece milyonlarca senaryoyla kafamı doldurup kendime eziyet edebiliyorum. Ama gerçeği duyduğumda üzerimden inanılmaz bir yük kalkıyor sanki. Belki duymak ya da görmek istediğim şeyler değil; ama bunlar GERÇEK! Öyle ya da böyle kabulleniyorum ve devam ediyorum. Bazen bu iyi bir özellik gibi gözüküyor . ( Öyle olmasını umuyorum belki de )
Attığım yanlış adımlar, yorumladığım yanlış olaylar...Hepsi yerlerine oturuyor. Bir de benim klasik kullandığım rahatlatma cümlelerimi yapıştırıveriyorum ardından. "Her şeyin hayırlısı olsun. Hayırsız ise de en az zararla atlatayım. Bu da bir ders sonuçta!" Bingo!

Bazı şeyleri korkarak yaşıyoruz belki ya da istemeyerek olayın içinde buluyoruz kendimizi. Ama bir yerde mutlaka bizim tercihlerimiz olarak yer alacaklar. Bu yüzden hayatı sürdürmek de senin elinde, kendine zindan etmek de. İnanamayacağın kadar güçlüsün ve ilerleyen zamanın sana neler sunacağını asla bilemezsin. Gelecek olan güzelliklere yer aç, üzüntülere elbet çare bulunur. Yeter ki kendini kapatma.

Öyle şeyler yani. Çok da uzatmadan yazımı 2 kitaptan aldığım alıntılarla bir de diziden bir replikle bitireyim madem. Kendinize çok iyi bakın!

" Birisi, kabuk tutmuş yaralarımızı okşamaya başladığında, cırt diye açılıveriyor ve oluk oluk kanamaya başlıyor yeniden... Birine teslim olduğumuzda ve içimizi döktüğümüzde, bedenimiz ve ruhumuz kan içinde kalıveriyor. O yüzden değil mi, içimizi tutmalarımız, birine teslim olmaktan korkmalarımız, ortalıkta tedirgin ve gergin dolanmalarımız? -Anlatsam mı, anlatmasam mı?- kararsızlığımız,-Bu sevgi beni acıtır mı?-kuşkularımız... Her zaman seni üzecek birileri olacaktır. Tek yapmamız gereken; sevginin bize vadettiklerine güvenmeyi sürdürmek, ama kime ikinci defa güveneceğimizi de iyi seçmek." Gabriel Garcia Marquez  - Yüzyıllık Yalnızlık

"Lütfen söyler misin bana, burada ne yana gidebilirim?"
"Bu, gitmek istediğin yere bağlı" dedi Kedi.
"Neresi olursa olsun, önemi yok" dedi Alice.
"O zaman ne yana gitsen olur" dedi Kedi.
Alice sözünü açıklamak amacıyla, " Yeter ki bir yere varayım" diye ekledi.
"Tabi varırsın" dedi Kedi, "Yürümekten yılmazsan, bir yere varırsın elbet."
Lewis Carroll-Alice Harikalar Diyarında

"Unutma. Dayanabiliyorsan limitini aşmamışsın demektir.İnanırsan yapabilirsin."
"İnanırsam yapabilirim. Yapabileceğime inandığım için..."
Oh My Venus

Yorumlar

  1. Peki madam,
    Artık gerçeklerle direnmek istemiyorsak,
    ne dünyanın dönüşüne karşı durup savaşmak ne de çoğunluğun yaptığı gibi kendimizi bu dönüşe kaptırmak istemiyorsak;
    sadece ve sadece kendimizi bu devr-i alemden bir kenara çekip "Eşhedü!" diyerek yargılamak yerine şahit kalmak istiyorsak
    Bu savaşmak istemediğimiz gerçeklere kavuşabilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Peki mösyö,
      Şahit kalmak istesek bile onlar gelip bizi bulacaktır. Er ya da geç mutlaka karşımıza çıkıp bizi oturduğumuz sandalyeden hareket ettireceklerdir.
      O zaman da bunu yerimizden kalkıp, başımızla selamlayabilecek olmak önemli diye düşünüyorum. Sizce?

      Sil
  2. Ben madam,
    Eğer gerçek sizin dediğiniz gibi eninde sonunda beni bulup sandalyemden hareket ettirirse ayağa kalkar, üzerimi düzeltir, onu en sıcak devrimci selamımla selamlar ve ona da bir sandalye çeker iki çay söylerim,biri açık. Ya siz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben mösyö,
      Sizden çok farklı davranmam. Ama bir kahve söylerim. Ne de olsa hatırı büyük. Onca şeye rağmen gelmiş,beni bulmuş, sandalyemden hareket ettirmiş.E bir yeri kalsın bizde.

      Sil
  3. O zaman madam,
    Biz de gerçeklerimizle sizi ziyaret edip bir fincan kahvenizi içmeye geliriz. Tabi sizi rahatsız etmezsek:)

    YanıtlaSil
  4. Her zaman mösyö,
    Kapımız her zaman açık ve kahvemiz her zaman var :)

    YanıtlaSil
  5. Teşekkürler madam. En yakın zamanda gerçekler atlası ile size kısa bir ziyaretimiz olacaktır.
    :)

    YanıtlaSil
  6. Heyecanla beklemekteyim mösyö. Yorumlarınızla onurlandırdığınız için de ayrıca teşekkür ediyorum :)

    YanıtlaSil
  7. Ne demek madam o onur bize ait. :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder