Gyeongju'dan Busan'a da otobüsle geçtik. Bilet 5000 Won tuttu, mesafe yakın olduğundan dolayı. Bavulları biz koyduk otobüse biz kapattık pek ilgilenmiyorlar o kısımlarla. Genelde öyle bavullarla giden yok çünkü. Günübirlik gidip geliyorlar.
Kalacağımız yer Nampo'daydı. Terminalden metroyla geçtik. Blue Boat Hostel'de kaldık. Görünce etkilenmemek mümkün değil. Baya teknolojik bir yerdi. Özel kartlarınızla girip çıkıyorsunuz. Otel odasını aratmadı. Çok sevdik, epey sevdik, iyi sevdik. Bavulları bırakıp Jagalchi'ye geçtik. Çünkü food street'ler kalp ben. Çok yiyorum; ama mutluyum.
Gwangbokdong Food Street, BIFF Square bir yerden girince arka arkaya ulaşıyorsun zaten. Herkes seni tezgahtan bir şeyler alman için çağırıyor. Hoddeok yedik tabi ki. Tatlı pankek arasında da çekirdek, toz şeker, tarçın gibi bir karışım var. Normalde tarçını sevmem; ama bu iyiydi.
Sonra Jagalchi Market'e gittik. Büyük bir balık pazarı. Burada istediğinizi seçip yukarıda pişirttirebiliyorsunuz.
Diğer gün Busan BM Şehitliği'ne gittik. Yolda ilerlerken geçtiğimiz parkta oturan yaşlı ajusshi'ler ajumma'lar bizi durdurup yanlarına çağırdılar. Hemen yanlarındaki soğuk elma suyundan ikram edip yanlarına oturttular. "Nerelisiniz?" diye muhabbete başladık. Türkiye diyince hemen savaşta yanlarında olduğumuz için teşekkür ettiler ve buradaki şehitlikte çok fazla Türk olduğundan bahsettiler. Bir amcamız onlarla yan yana savaştığını anlattı. O an yaşanılan duygu seli anlatılmaz. Hepsi ayrı ayrı güzeldi. Biraz muhabbet edip onlara teşekkür ettikten sonra yanlarından ayrılalım dedik. Hava çok sıcak diye tekrar doldurdular bardaklarımızı dikkat edin diye öğütler verdikten sonra da vedalaştık. Bu anı benim en değerli, en kıymetli anım olarak kalacak. O an her şeye değerdi!
Şehitliğe girer girmez temizliği, düzeni sizi kendisine hayran bırakıyor zaten. Her köşesine özen gösterilmiş. Türk şehitliğinin olduğu kısımda bir de anıt yer alıyor. Ayrıca diğer kısımlarda şehitlerin isimlerinin yer aldığı bir duvar yer alıyor. Bütün ülkelerdeki şehitlerin isimleri buraya yazılmış. Buradan biraz hüzün birazda onurlu olarak ayrıldık.
Dönüşte Haeundae sahiline gidelim dedik. Kore'de klimaların deli gibi çalışmasından dolayı benim burun bir mekana ya da metroya girdiğimde hemen tıkanıyordu. Sonra da dışarı çıkınca aşırı sıcak tabi hemen midede sorun. Yolda da bizim dondurmacıyla karşılaşınca hadi bir çorba içelim dedik. Aşırı iyi geldi tabi.
Diğer durağımız Haedong Yonggungsa Tapınağı! Diğer tapınakların aksine bir ormanın içinde değil de denizin kıyısında bir yer. Tabi ki her tapınak ayrı bir güzellikte. Ama yiğidi öldür hakkını yeme demişler Çin'dekiler daha güzeldi. Bu normal bir durum gerçi. Ama yine de deniz kıyısında olması bakımından güzeldi. Ayrıca burada bir de posta kutusu var. Belki de hayallerin ulaşması gerekir.
Diğer durağımız Haedong Yonggungsa Tapınağı! Diğer tapınakların aksine bir ormanın içinde değil de denizin kıyısında bir yer. Tabi ki her tapınak ayrı bir güzellikte. Ama yiğidi öldür hakkını yeme demişler Çin'dekiler daha güzeldi. Bu normal bir durum gerçi. Ama yine de deniz kıyısında olması bakımından güzeldi. Ayrıca burada bir de posta kutusu var. Belki de hayallerin ulaşması gerekir.
Yorumlar
Yorum Gönder