Güney Kore Gezisi: Seul I



Mükemmel geçen bir gezinin ardından yine buralardayım :) Bilmeyenleriniz için "Nasıl Güney Kore'ye gittin?" sorusunun cevabını vereyim öncelikle. Güney Kore'ye olan ilgimi daha önceki yazılarımdan birisinde zaten anlatmıştım. Bu sene gitmeyi yine çok istiyordum; ancak yine olmayacak gibiydi. Okul çok yoğun olduğu için Korece derslerine gidemedim, işte çalışamadım  vs. vs. Ama ufak da olsa bir birikimim vardı ve ben bu sene kesinlikle bir yere  gitmeliydim. Tatil özlemiyle yanıp tutuşurken tatili ucuza getirebileceğim; ama aynı zamanda ilgimin olduğu ülkeleri araştırıyordum. Hindistan'a epey bir yoğunlaşmıştım. Festivallerini araştırıyordum ki bileti erkenden ucuza alayım , gerisini hallederim diye düşünüyordum. Derken takip ettiğim gezi sayfası olan Birhayalinpeşinde Qatar Airways'in Turna.com'a özel olarak indirim yaptığını sayfasında paylaştı. Öylesine bir bakayım dedim. 2 haftalık bir tarihte çok değişim olmadı. Sonra öylesine 1 aylık bir tarih girdim ve dırırırım! Gidiş dönüş 1100 TL'ye bilet vardı. Evdekilere sormadan olmazdı tabi. Rezervasyon yaptırdım, akşama da evdekilere "Mezuniyet hediyesi diye düşünün. Hem bilet param da var, tatil olunca 1 ay da çalışırım hallederiz masrafları." dedim. "Tamam al biletini." dediler ve serüven başladı!

Bunlar yaşandığında şubatın sonuydu ve benim biletim 18 Temmuzdaydı. Bu süre zarfında bir sürü site araştırdım, bir sürü kalacak yere baktım ve indirim kovaladım. Gitmeden önce agoda.com'dan kalacak yerlerimizin tamamını ayarlamıştık. Nerede kaç gün kalacağımız, nerelere gideceğimizin ayarlamalarını da yapmıştık. Tabi gidince epey bir sapmalar oldu; ama başarıyla tamamlandılar :)
Soranlar da çok olacaktır elbet "Ne kadar harcadınız toplamda?" diye. Şimdiden söyleyeyim 2800 TL kalacak yerler, gidiş dönüş uçak bileti ve iç hatlar uçak bileti tuttu + 728 USD'de orada harcadıklarım tuttu. ( Yuvarlak hesapla 5000 TL denilebilir.)

O zaman asıl konumuza dönelim. 18 Temmuzda İstanbul'dan Doha'ya uçtuk ve oradan da aktarmayla Seul'e geçtik. Ben zaten havaalanında bir durum yaşarım kesin diyordum. 15 Temmuzda darbe girişiminden sonra gidebilecek miyiz acaba diye düşünürken şimdi de pasaport kontrolünde sorun çıkmasa bari diye içimden geçiriyordum ki daha pasaport kontrolüne gidemeden takılmayı başardım. Uçaktan inip pasaport kontrol noktasına geçerken uçakta size verilen kağıtlardan birisini bıraktığınız, ateşinizin ve boğazınızın bir cihazla kontrol edildiği kısım var. Güney Kore MERS Virüsünden yeni kurtulduğu için kontrolleri sıkı tutuyor tabi. Ee ben o uçakta üşümüşüm, o kadar saat uçmuşum, yorulmuşum bırakın da ateşim çıksın.  Tabi inerken üşengeçlikten şalımı da almadım omzumdan, sıcak daha da arttı. Ablamız da beni kenarda bekletti haliyle. Şaldan kurtulup hemen bir yelleme durumuyla ateşi düşürmeyi başardık. Herhangi bir durum olursa diye bir broşür verdi. Pasaport kontrolünde bilindik sorular soruldu. Kalacağımız yerlerin çıktısını almıştım zaten yanıma. Onlara baktıktan sonra rahatça geçtik gittik.

Arkadaşım bizi almak için gelmişti. Bize ulaşım kartı ayarlamış. Ona KTO'nun bize verdiği kartları gösterdim. Kısa süreli bir şok geçirdi nerden buldunuz diye sonra anlatınca toparladı. Metro hattıyla Hapjeong'a geçtik. Leo Guesthouse'u bulduk. Metroya yakındı ve oldukça şirin, güzel bir yerdi. 4 kişilik kadınlara özel odalarda yer ayırtmıştık. Hapjeong Hongdae'ye çok yakın. Biz metro yerine hep yürümeyi tercih ediyorduk.İlk 6 gün ve son 9 günü Seul'de geçirecektik.(Bizde sonradan neden diye çok sorduk kendimize; ama bir anlık heyecanla öyle yapıvermişiz. Biraz da yorumlara kandık tabi.) Almışken aynı yer olsun dedik. Kötü tarafı kahvaltısıydı. Sadece tost ekmeği, reçel, kahve ve bitki çayı vardı. Tabi biz bunu diğer kalacağımız yerleri gördükten sonra fark ettik. Fotoğrafları da kondurayım. (Dışarıdan çektim zannediyordum; ama yokmuş...)


Her neyse eşyaları bırakıp etrafa göz atmak için çıktık. Hava öyle sıcaktı ki biz de soğuk bir şeyler yiyelim, tabi ki bu soğuk şey Bingsu olsun dedik. Seung Hyuk'da bizi Paris Baguette Cafe'ye götürdü. Burası türlü türlü ekmeklerin, pastaların yapıldığı, kahve çeşitlerinin de bulunduğu bir yer. Koreliler tatlı ekmekleri çok seviyor. Buradaki salatalar ve sandviçler hariç her şey tatlıydı. Ben de ne çok severim ya tatlıyı...


Neyse mangolu bu güzel Bingsu'yu aldık. Bingsu, parçalanmış buz ve üzerine eklenen malzemeden oluşuyor. Koreliler için yaz aylarının vazgeçilmezi. Cidden o sıcakta mükemmel gidiyor. O akşam da öyle oldu. Mideye indirdikten sonra artık dinlenmek için kalacağımız yere geçtik. Sonrası için enerji biriktirmek lazım :)

Instagram - Snapchat: mufideeryilmaz

Yorumlar