Çin Gezisi: Pekin I

    Aslında üzerinden çok uzun bir zaman geçti. Bu tür bir yazıyı daha önce yazmadığım için nasıl  yazsam, yazmasam mı vs. diye düşünerek hep erteledim. Sonra da notlarımı kaybettim ve yine erteledim..Ama sonunda bir yerden başlamam gerektiğine karar verdim. Kadir'e yardımı için teşekkür ediyorum en başta.
  Çin gezisi oldukça hızlı bir şekilde gerçekleşti aslında. Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu'nun üniversite öğrencileri için düzenlemiş olduğu bir geziydi. Çoğu kişi biliyordur; ama bilmeyenler için ben Çin Kültür Merkezi'nde diğer bilinen ismiyle Lotus Eğitim - Kültür - Organizasyon'da hem çalışıyordum hem de ders alıyordum. Bizim kurs için ayrılan 6 kişilik kontenjan sayesinde ben de gidebildim. Diğer öğrenciler de farklı üniversitelerde Çince ile ilgilenen kişilerdi. Tam da bayram tatiline girmek üzereyken bu haber geldi ve bir koşturmacayla pasaport işlemleri, vize işlemleri halledildi. Ligarba Turizm Seyahat Acentası'nın düzenlemiş olduğu programla gitmemiz de bir şanstı tabi. Bizim için oldukça güzel bir program hazırlamışlardı.
  Her neyse ben havaalanına gidene kadar durumu hala idrak edememiştim. Bu yüzden arkadaşlarım benden daha heyecanlı gözüküyorlardı hatta. Bol bol kızmışlıkları da vardır. Bu benim ilk yurtdışı gezim olacaktı. Hep istediğim gibi bir Asya ülkesi olması büyük bir şanstı. Havaalanına gittiğimizde konsolosluk görevlileri Lu bey ve Li Bey, Ligarba Turizm Genel Müdürü İrfan Karslı ve bize rehberlik eden Nurettin Asağ bizi bekliyorlardı. Toplamda 21 kişiydik. Havaalanında işlemler yapıldıktan sonra uçağa geçtik ve uzun yolculuk başladı. Ancak şanslıydım ki eğlenceli bir 3'lü olmuştuk ve  yolculuk öyle sıkıcı geçmedi.

 Pekin Başkent Uluslararası Havaalanı'na indiğimizde giriş için öyle bir kalabalıkla karşılaştık ki en son "Herhalde geceye kadar buradayız." diye düşündük tabi. Sonra Konsolosluk ile gittiğimiz için bir öncelik sağlandı ve yeni giriş açıldı. Burası oldukça büyük bir havaalanı. Bavulları almak için bir metro sistemiyle bagaj kısmına geçiş yaptık.

 Oradan çıktığımızda Ligarba Turizm Pekin ofisi görevlisi Ceren ve Çinli rehberimiz namıdiğer Serdar Abi(Çince ismini hatırlamıyorum) bizi karşıladı ve ilk yemeğimizi yiyeceğimiz Yihe Spring Restaurant'a geçtik. Girişte sizi büyük bir heykel karşılıyor. Yemekle ilgili bir Tanrı ve çocukları zannedersem. Önünde ikramları da vardı çünkü. Daha sonra yukarıya çıktığımızda "Biz bu tiple buraya mı geldik?" diye sorduk tabi. Oldukça lüks bir yerdi. Herkes uzun bir uçak yolculuğu olacağı için en rahat kıyafetleri giymişti haliyle.

Yemek klasik Çin masalarında sunuluyor. Orta kısma yemekler konuyor ve döndürerek tabaklarınıza alıyorsunuz. Menülerinde sebze bol olduğu için sebze severler pek aç kalmıyor açıkçası. Tabi sevmeyeni de çok. İlk yemek oldukça güzeldi .Her şeyi yedik diye hatırlıyorum. Bir de her yerde mutlaka Sprite ve Coca Cola geliyor masaya. Tabi ki Çin'de masada çay asla eksik olmuyor.

Yemeğimizi yedik ve bir tanışma faslı oldu burada. Daha sonra otelimize geçtik. Herkes ikişerli şekilde odalarına dağıldı. Erken kalkacağımız için de hemen uyudum zaten.
 Sabah erkenden kalkıp kahvaltıya geçtik. Oda arkadaşım Müzeyyen(selam olsun) oldukça eğlenceli ve farklı bir tipti. Birbirini tanıma olayı, sabah sohbeti, kahvaltı derken otobüste toplandık. İlk durak Çin Seddi!

Yorumlar

  1. Uzun zamandır beklediğim bir yazının başlangıç satırlarını okudum. Ne mutlu sana ki böyle bir fırsatın oldu :) Yazının devamını sabırsızlıkla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Harika olmuş Müfide'cim, yazının devamını merakla bekliyorum :)

    YanıtlaSil
  3. Kocaman bir alkış.......

    YanıtlaSil

Yorum Gönder