Papatyasız Olur Mu?

 Ayda bir görüşür olduk ,affedin :)  Bu yaz işler biraz değişti. Dışarı çıkmaya bazen zamanım olmuyor bazen de zamanımı dinlenerek geçirmeyi tercih ediyorum. Derken yazılar da yalan oluyor tabi. Halbuki gidilecek bir sürü yer var(dı) notlarda. Aslında şu an o notlar nerede onu da hatırlamıyorum. Formum yine yerinde yani anlayacağınız :)
 Her neyse ben de bari bir şeyler yazayım diye düşünürken bugün ilham perisi görevini üstlenen Nurettin'in ofiste dinlediği şarkıyla bir aydınlanma yaşadım. Nasıl bu zamana kadar yazmam ayıp diye kendimi kınayarak sizinle paylaşmaya geldim! :)

 Çiçekleri herkes sever bence. Kimisi arkadaşına, kimisi sevgilisine, kimisi eşine, akrabasına,hastaya verir; evlerimizde annelerimizin göz bebekleri olan güzellikler... Hatta benden daha çok iltifat alıyorlar diye bol bol sitem de ederiz :) Bazen en mutlu anlarda da onlarla gideriz, en zor anlarda da. Duyguların temsilcisi olabilirler.  Her çiçeği severim, hepsi de ayrı ayrı güzeldir. Kimisi kokusuyla kimisi de görüntüsüyle büyüler. Koparılmamış olsa benim için ayrı anlamlı tabi; ama şimdi birisi bana çiçek verse de mutluluktan 32 diş olmayacağım anlamına gelmiyor. Benim için, çocukluğumun en güzel sihirleri arasındaydılar. Sihirli değnek dokunur, onlar en güzel halleriyle bize selamlarını sunar, zamanı gelince de dinlenmek için kaybolurlardı. Ne kadar zaman geçerse geçsin onların büyüleyicilikleri hiç değişmedi. Okuduğum bölüm dolayısıyla bilimsel yönleri daha ön plana çıktı o kadar :)

  Her çiçek özeldir dedim tabi. Ama içlerinden birisi benim için en özeli, en güzeli, en anlamlısıdır. Ben de çocukluğumda seviyor sevmiyor yaparak tanıdım ilk olarak papatyaları. Ama bir gün bütün kırı bembeyaz, masum, bütün saflığıyla, ışıl ışıl, mis kokularıyla papatyaların kapladığını gördüğüm zamandan beri benim için en özel onlar oldular. Ne zaman görsem içimde farklı bir mutluluk, huzur, suratımda bir gülümseme yer ediniyor. Sevginin en saf hali diyorum ben onlara. Saf, güzel; ama büyüleyici, eşsiz... 

 Tabi derste aslında o bizim seviyor sevmiyor diye koparıp attığımız ve yaprak zannettiğimiz yapıların aslında birer çiçek olduğunu ve elimizde tuttuğumuzun bir papatya değil; bir buket çiçek gibi olduğunu öğrendiğim günden beridir de hayranlığım daha da arttı :) (Sanırım bitki dersinde  can kulağıyla dinlediğim tek şey buydu :) ) Şimdi bitkisel ilaç yönlerine giremeyeceğim tabi :)

 Yani demem o ki çiçekler her zaman büyüleyicidir, anlamlıdır. Ama papatyalar benim için en özelidir. Tabi gül, sümbül, zambak, lale... Saymakla bitmeyecek güzellikler var. Sadece paylaşmak istedim bugün bunu.Ayrıca buradan bana her seferinde "Sana ben papatya alırım." diyerek, almayıp duygularımla oynayan arkadaşlarıma da sesleniyorum 'Hala unutmadım!' :) Takip ettiğiniz için, yorumlarınız için ve okuma sabrını gösterdiğiniz için de teşekkürlerimi sunuyorum :)Son olarak Nurettin'e tekrardan teşekkür ediyorum. Çiçekli günleriniz bol olsun! :) 

Yorumlar